Doç. Dr., Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Otsu Bitkiler Bölümü. Dr. Sibel Gün, değişen hava koşullarının bitkilere ve çiftçilerin ekim ve sulama zamanlarına etkisine ilişkin bir açıklama yaptı.
Day, değişen iklim koşullarının bitkilerin dünya çapında göçüne yol açtığını söyledi. İklim değişikliğiyle birlikte bitkisel üretim deseninin de değişmesi gerektiğini, bunu tüm ülkelerin farklı yöntemlerle yaptığını, Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı bitkilerin yetiştirilmesi konusunda çalışmalar yapıldığını kaydeden Doç. Dr.
“TOHUMLARA ÖN İŞLEM UYGULAYABİLİRİZ”
Bitki gelişimi sırasında tohum çimlenmesinin belli bir sıcaklığa bağlı olduğunu söyleyen Day, şöyle konuştu: “Bu sıcaklığı garanti etmemiz lazım ama belli dönemlerde özellikle ilkbaharda bu sıcaklık artıp azalabiliyor. Yağışlarla birlikte, ekim zamanımız kayabilir ya da ilerleyebilir. Bunu çeşitli yollarla başarmamız gerekiyor. Tohumlara ön işlem uygulayabiliyoruz. Tohumları daha erken ekebilir veya daha sonra ekebiliriz. Tabi ki acil sulama yapmamız gerekiyor. Kuru bir yere ekim yapsak yine yağmuru beklemek zorunda kalırız. Bu koşullar altında çiftçi ve üreticinin, örneğin ekim zamanını ileri veya biraz ileri alarak bunu kendi kendine ayarlaması gerekiyor. Özellikle bitkilerin çiçeklenme zamanlarının aşırı sıcaklıklara denk gelmesi, gübreleme ve gübreleme aşamalarını büyük ölçüde etkiliyor. olumsuz etkilenir. Aynı zamanda fotosentezin durması aşırı sıcaklıklar nedeniyle bitki veriminin düşmesine neden olabiliyor” dedi.
“ALTERNATİF BİTKİ YETİŞİMİ DEĞİŞTİRİLMELİ”
Alternatif bitkilere geçişin önemine değinen Day, şunları söyledi: “Özellikle artık tropik iklime yakın bir iklimi deneyimlemeye başlıyoruz gibi görünüyor. Bununla ilgili çalışmaların yapılması ve diğer ülkelerde yetiştirilen bitkilerin adaptasyon çalışmalarının yapılması gerekiyor. Özellikle ayçiçeğinden kaynaklanan hastalıkların ve sıcaklardan kaynaklanan zararların arttığı şu dönemde, bitki aynı bölgede yetiştirildiği için hastalık ve zararlılarda da artışa maruz kalıyor. Bu sayede aspir, ketencik, keten, susam gibi alternatif yağlı bitkilerin yetiştirilmesi mümkün oluyor. Ülkemiz tek santrale bağımlılıktan kurtulacak. Alternatif bitkiler ayçiçeğine göre hastalık ve hasara daha az duyarlı oldukları için önemlidir. Kolza veya aspir ekimi arttıkça bu bitkilerle uygulanan tıbbi ürün potansiyeli azalacaktır. Bu, satın aldığımız herbisit veya pestisitlerde daha az ilaç kalıntısı olmasını sağlayacaktır. Bu bitkilere daha fazla destek verildikçe çiftçiler bu bitkilere yönelecek. Bu bitkilerin şöyle bir durumu var. Özellikle aspirinin kıl kökleri oldukça gelişmiş olduğundan kökleri daha derinlere ulaştığı için daha derin sulardan daha kolay faydalanabilirler. Ayçiçeği ile karşılaştırıldığında belirli bölgelerde, bu geçiş bölgelerinde, Trakya bölgesinde vb. yetiştirilirse verimin daha yüksek olacağını düşünmüyorum” dedi.
“BİTKİ FLORALARININ YOK EDİLMESİ SÜRECİNE GİRDİK”
İklim koşulları değiştikçe bitkisel üretim şeklinin de değişmesi gerektiğini vurgulayan Day, şöyle konuştu: “Aslında bunu artık bütün ülkeler farklı şekillerde yapıyorlar, örneğin Avustralya’da hareket etme yönünde çalışmalar yapılıyor. Veya Türkiye'de karma ekim sistemlerine göre durum farklı.” Bölgelerde farklı bitkilerin yetiştirilmesi konusunda çalışmalar sürüyor. Bunu şu şekilde söyleyebiliriz: Kuraklığın çok yüksek olduğu bölgelerde, kuraklıktan etkilenmeyen ve kuraklığa tolerans gösterebilen bitkilerin bu bölgelere aktarılması gerekmektedir. Aslında kuraklıkla birlikte bitki göçünü de sağlıyoruz. Floramızdaki bitkiler yok olma sürecine girdik, bu bitkiler tohum üretemediği için bu bitkilerden genetik kaynak olarak yararlanamıyoruz. Öte yandan aşırı yağışlarda hastalıklarda ve bitki zararlarında artış gözlemlenebilmektedir. Bunlar çeşitli tarımsal yöntemlerle değiştirilebilir. Aslında agronomik yöntemlerin artık bu kurak koşullara uyum sağlaması gerekiyor. Bildiğimiz tarımsal yöntemler; Uygulama yöntemleri şu anda kendimizi içinde bulduğumuz koşullara göre yeniden ayarlanmalıdır. Aslında bunun 10 yıllık dönemlerde tekrar tekrar gözden geçirilmesi ve değiştirilmesi gerekiyor. Sonuç olarak farklı bitkileri deneyebilir ve yetiştirebilirsiniz. O bölgeye bakıyorsunuz; Bu bitkinin verimi her geçen gün azalıyor. Alternatif olarak diğer alternatif bitkileri de kullanabilirsiniz. Çiftçilere bunlar önerilebilir. Bu konuda çeşitli tanıtım faaliyetleri yapılabilir” dedi.